Günümüzde sosyal medya, algı yönetiminin en güçlü araçlarından biri haline geldi. Sağlık sektöründe de bu durum farklı değil. Bazı influencerlar, özel hastanelerle dolaylı ya da doğrudan iş birliği yaparak, kamu hastanelerinde hizmetlerin yetersiz olduğu, özel hastanelerin ise üstün ve kusursuz hizmet sunduğu algısını yaratmaya çalışıyor. Oysa gerçekte, kamu hastaneleri milyonlarca vatandaşımıza yüksek standartta, erişilebilir sağlık hizmeti sunarken; özel sektör çoğunlukla kâr odaklı çalışmakta ve herkesin erişemeyeceği ücret politikaları izlemektedir.
Hedef Kitle: Özel Sigortalı ve Maddi Durumu İyi Hastalar
Bu algı çalışmasının temel hedefi, ödeme gücü olan ve özel sağlık sigortası yaptırmış hastaları kamu hastanelerinden koparmaktır. Çünkü bu hastalar, özel hastaneler için yüksek kazanç kapısıdır. Dolayısıyla, influencer içerikleriyle kamu hastanelerinde uzun bekleme süreleri, ilgisiz personel gibi abartılı ya da istisnai olumsuzluklar sürekli gündeme getirilirken; özel hastanelerin sunduğu hizmetler “lüks sağlık” kavramı üzerinden yüceltiliyor.
Bu süreç sadece bireyleri değil, kamu sağlığını da doğrudan etkiliyor. Kamu hastanelerinin itibarsızlaştırılması, toplumda güven erozyonuna yol açıyor. Sağlık sisteminde iki farklı sınıf yaratılıyor: Parası olanın hızlı ve konforlu hizmet alabildiği, diğerlerinin ise sıra beklediği bir düzen. Bu ise Anayasa’da güvence altına alınan “herkes için eşit sağlık hizmeti” ilkesini doğrudan zedeliyor. Bakınız : Özel Hastane Lobisi ve Sosyal Medya Gücü
İşin En Üzücü Tarafı
Daha da üzücü olan ise, bu algı operasyonlarına bazı kamu bürokratlarının da dolaylı ya da doğrudan destek veriyor olması. Halkın hizmetinde olması gereken kamu yöneticileri, kamu kurumlarını itibarsızlaştırarak adeta özel sektörün reklam yüzü gibi hareket ediyor. Bu etik dışı tutum, sadece kamu vicdanını değil, kamu hizmetine olan güveni de derinden yaralıyor.
Çözüm Önerileri
– Sağlık Bakanlığı, kamu hastanelerinin başarılarını daha etkili biçimde duyurmalı ve güçlü bir kamu iletişim stratejisi geliştirmelidir.
– Sağlık iletişiminde etik standartlar belirlenmeli; kamu kurumlarını hedef alan, gerçek dışı algı çalışmaları sıkı şekilde denetlenmelidir.
– Sağlık hizmetleri hakkında vatandaşın doğru ve bağımsız bilgilere ulaşabileceği resmi kanallar güçlendirilmelidir.
Türkiye Yüzyılı vizyonunda, sağlık ayrıcalıklı bir hizmet değil, herkes için temel bir insan hakkı olmalıdır. Kamu sağlık hizmetleri itibarsızlaştırılamaz, yok sayılamaz. Sağlık, reklamla değil, emekle ve adaletle yönetilir!
Bizimle iletişime geçmek için TIKLAYINIZ
Bizi sosyal medya hesaplarımız üzerinden takip etmek için TIKLAYINIZ